SON KALE: AİLE (AİLE BİR BÜTÜNDÜR BÖLÜNEMEZ
Aile Bir Bütündür Parçalanamaz
Aile kutsal bir müessesedir ve toplumun temel taşıdır. Çekirdek aile; anne, baba, erkek ve kız çocuklardan oluşur. Maalesef büyük baba, nine, yenge ve torunların da dahil olduğu geniş (büyük) aileyi yitirdik. Şimdilik kala kala elimizde çekirdek aile kaldı. Onu da parçalamaya çalışıyorlar.
Aile kadın ve erkeğin evliliğiyle kurulur. Gayri meşru birliktelikle aile kurulamaz. Ailenin temeli ne kadar sağlam atılırsa evlilikte o kadar uzun süreli olur. Bu nedenle evliliğin inançlarımıza, ahlaki değerlerimize ve örfümüze (çağa uygun) göre yapılması gerekir ki temeli sağlam olsun. Çünkü aile sadece birlikte yaşamak ya da sadece bazı duyguları tatmin etmek için kurulmuş bir müessese değildir. Meşru ve fıtrata uygun olarak neslin devamını sağlamak ailenin temel amaçlarındandır. Aile son kaledir. Aile bir bütündür parçalanamaz. Aile parçalanırsa toplumsal bir bombaya dönüşür. Son kale düşerse, aile parçalanırsa ne vatan kalır, ne millet kalır, ne de devlet kalır.
Murtazaabad/Kahramankazan’da geleneklerimize göre bir evlilik çok teferruatlı törenleri ihtiva etmektedir. Günümüzde bu gelenekleri aynen uygulamak mümkün olmamaktadır. Çağımız hız çağı, zaman çok hızlı akıyor, zaman değerli ve kısıtlı… Ayrıca devir ekonomi devri, para önemli… Geleneklerimize göre evlenme hem çok masraflı hem de çok zaman alıyor. Bu nedenlerle günümüzde geleneklerimize göre evlenmek pek mümkün görünmemektedir. Ancak yine de bazı değerlerimize sadık kalınarak yerli ve milli bir evlendirme şeklimiz ve düğünümüz olabilir, olmalıdır. Çünkü son yıllardaki evlendirme törenleri hızla ahlaki değerlerimizden uzaklaşmaktadır. Bu nedenlerle aile arasında ve kız evinde bir yüzük takma/nişanlanma, oğlan ve kız evinde kına gecesi, milli ve yerli bir düğün yapılabilir.
Hepimizin bildiği gibi günümüzde evlendirme ve düğünlerin belirli bir formatı ve kuralı bulunmamaktadır. Düğün adı altında her türlü çılgınlık yapılmakta, her türlü uçuk fikirler uygulanmakta, şatafat, lüks, israf ve masraf had safhaya ulaşmaktadır. Ailenin temeli de bu şekilde atılınca evlilikler uzun süreli olmamakta ve çağımızı sosyal vebası boşanmalar her geçen gün artmaktadır. Bunun sonucu olarak ta gençler evlenmekten kaçınmaktadır. İstatistik sonuçları da bize bunları göstermektedir. Yapılan araştırma sonuçları, pahalı evliliklerin, aşk evliliğinin ve flört sonrası evliliğin boşanmaları artırdığını bize söylemektedir.[1] Ayrıca inancımıza göre israf da haramdır.
Sizlere, Kazan’ın önemli tarihi şahsiyetlerinden, Anadolu kadını ve bizden birisi olan Satı Kadın’dan, ailenin önemini ve boşanmanın zararlarını anlatan iki anekdot aktaracağım.
Satı Kadın Milletvekili seçildikten sonra, gazeteci Şayan Ulusan kendisi ile bir röportaj yapar (1935 yılında), bu röportaj daha sonra Atatürk Ansiklopedisi’nde yayınlanır. Bir soru üzerine Satı Kadın, “Kadın ve erkeklerin eşlerinden boşanmaması gerektiğini, boşanan çiftlerin çocuklarının çok zarar gördüğünü ve bunun engellenmesi için çalışacağını”[2] belirtir.
Satı Kadın’ın torunu Zekai Çırpanoğlu, babaannesi Satı Kadın’ı Cumhuriyet Anadolu’ya anlattığı röportajında;
Daha sonra Atatürk’ün Satı Kadın ile Ankara’da görüştüğünü,
– “Satı Kadın, kocandan boşan, seni kadınlara başkan yapacağız.” diye denediğini, babaannemin,
-“Emzirdiğim çocuğum var. Ben başkanlık istemem” dediğini, bu yanıtın Atatürk’ün çok hoşuna gittiğini[3] belirtmiştir.
Görüldüğü üzere Anadolu kadını, çarıklı erkan-ı harp, 1930’lu yıllarda ailenin önemini kavramış ve boşanmanın ne yaman bir sosyal hastalık olduğunu tespit etmiştir.
Çağımızın sosyal vebası boşanmaları azaltmak, son kale ailenin parçalanmasının önüne geçmek ve aile birliğini sağlamak için öncelikle ailenin temelleri çok sağlam atılmalıdır. Bu temellerde nişan ve düğünle atılmaktadır. Nişan ve düğün ne kadar bizim inanç, ahlak ve çağdaş örfümüze uygun olursa ailenin temeli de o kadar sağlam atılmış olur. “Milli ve yerli bir düğün” modeli buna hizmet edebilir.
Bu amaçla tarafımızdan, Milli ve Yerli Alternatif Bir Düğün: “Sinsinli Düğün” modeli geliştirilmiştir. Geleneklerimize bağlı kalınarak, dinimizin ve ahlakımızın kurallarına da uyarak, günümüz şartlarında nasıl evlendirme ve düğün yapılabilir bu araştırılmıştır. Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi bize has nişan ve düğün kıyafetleri, bize has gelin ve damat kıyafetleri, bize has düğün müzik ve oyunları, bize has düğün yemeği, bize has nikah töreni olan bir düğün modeli geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu model geliştirilirken Kahramankazan’a has Sinsinli Düğün esas alınmıştır. Bu modelde hem insanların değerli zamanları alınmayacak, hem en ekonomik şartlarda düğün yapılabilecek, hem de geleneklerimize, dini ve ahlaki kurallarımıza uygun bir evlendirme ve düğün yapılabilecektir. Bu kapsamda Milli ve yerli bir düğün modeli ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu modelin başarılı olması, öncelikle belediyelerin bu modelin şartlarını yerlerine getirmelerine bağlıdır. Diğer taraftan yörenin tanınmış ailelerinden biri veya bir kaçının cesaret göstererek bu modelde düğün yapması, bu modelin kısa zamanda topluma yayılmasını ve toplum tarafından kabullenilmesini sağlayacaktır. Bu çalışmanın Murtazaabad/Kahramankazan yöresinin evlendirme ve düğün geleneklerinin anlaşılmasına bir katkı sağlayacağı umulmaktadır.
Önümüzdeki birkaç yazımda kız istemeden başlayarak, düğüne kadarki süreci anlatan bu modeli anlatmaya çalışacağım. Umulur ki; bu yazılarım ve bu model ailenin temellerinin sağlam atılmasına ve boşanmaların azalmasına katkı sağlar.[4]
Selam ve dua ile…
[1] https://www.hurriyet.com.tr/mahmure/bosanma-riskini-artiran-10-sasirtici-neden-41739094, Cemile Gelgeç
[2] Şayan Ulusan, Atatürk Ansiklopedisi, Hatı (Satı) Çırpan (Oğlu) (1890-1956), Bir Gazeteci ile Röportajı, 1935
[3] Cumhuriyet.com.tr, 20 Mart 2020
[4] Fotoğraflar Numan Göktaş’ın Murtaza-abad’dan Kazan’a adlı kitabından alınmıştır.
Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Kıymetli kardeşim Hüseyin,
Kahramankazanımızın tanınması ve tanıtılması için göstermiş olduğunuz gayretli çalışmalarınızdan dolayı sizi kutluyorum. Köşenizin adını “Köprübaşı” koymanız çok isabetli olmuş. İnşallah geçmişle gelecek arasında güzel köprülerin kurulmasına vesile olursunuz.
Muhterem kardeşim o kadar haklısın ki yazdıklarınızda.Bir ülkeyi yıkmak istiyorsanız ise aile muessesini yıkmak la başlamalısınız. Bu hususu da ülkemizde o kadar iyi uyguluyorlar ki önlenemez duruma geliyor. Bu nedenle çok dikkatli olmamız ve göz bebeğimiz çocuklarımızı İslami kaidelere uygun olarak yetiştirmek ve hayatlarına uygulatmak gerekir. Yoksa günümüzde boşanmaların sayısının artmasına engelleyemeyiz. Selam ve dua ile Rabbime emanet olun.