KAZAN MI? KAZGAN MI?
Kazan mı? Kazgan mı?
Allah (cc)’ın selamı hepinizin üzerine olsun Kahramankazanlı hemşerilerim. Bugünkü yazımızda kısaca “Kazan” isminin manası ve nereden geldiğinden bahsedeceğim. Önce doğduğumuz ve yaşadığımız yerin isminin nereden geldiğini bilmek gerekir diye düşündüm.
Tarih konusunda akademik bir eğitimim yok. Ancak tarih kitaplarını okumayı çok seviyorum. Kazan’ı da çok seviyorum. Kazan’ı anlatan ne kadar kitap varsa okudum. Referanslarını verdiğim kitapların dışında Kazan’ı anlatan başka bir kitap bulamadım. Bu kaynaklara herkesin ulaşamayacağını düşünerek, hemşerilerimi Kazan’ın tarihi konusunda bilgilendirmek maksadıyla yazmaya karar verdim. Kazan’ın adı ile ilgili okuduklarımdan bir sonuç çıkarmaya çalıştım.
Tarih konusunda akademik araştırmalar tabi ki çok önemli, fakat tecrübeyi ve bilgi birikimini de bir kenara atmamak lazım. İnsanlar yaşadıkları olaylar ve okudukları kitaplardan elde ettikleri tecrübeler ve bilgilerle, her konuda tez ve anti tez ileri sürebilirler, bir senteze ulaşabilirler. Dünya ve Türkiye tarihinde bunun örneklerine rastlamak mümkündür.
Kazan Adının Nereden Geldiği
Kazan adının nerden geldiği ile ilgili birçok görüş bulunmaktadır. Kazan isminin “yemek kazanın” dan geldiğinden tutun da, “Kazan Türkleri” ile ilişkilendirenlere kadar…Bu görüşlerin içerisinde akla ve belgelere en uygun geleni ise “Kazan” kelimesinin manasında gizlidir.
Bir görüşe göre;
Yıldırım Beyazıt’ın orduları, Bursa ve Rumeli’nden hareketle Ankara’ya doğru iki koldan (Gerede ve Beypazarı üzerinden) geldiğine göre, bu yürüyüş esnasında Ankara yolu üzerinde ve Ankara’ya bir günlük mesafede bulunan Kazan Köyü civarında mola vermiş ve kazan kaynatmış olabilir.[2]
1402 yılında Yıldırım Bayezid Han, Ankara Savaşı için ordusu ile bölgeye gelir ve burada ordusuna mola vererek, kazanlar kurdurup, yemek yedirir. Bu olaydan dolayı “kazan” adı verilir. Bu rivayet tarihi olaylara ters düşer. Çünkü Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid Han, Çubuk Ovası’na ordusuyla Kalecik-Ravlı (Akyurt) güzergâhından gelir. Ayrıca Ankara Savaşı’nda gerek Yıldırım Bayezid orduları, gerekse Timur Han orduları bölgeye gelmemiş, Mire (Çubuk’da) Dağı ve Karyağdı Dağlarının batı yamaçlarına geçmemiştir.[3]
Diğer taraftan harp kuralları ve taktiği gereği, orduya daha kolay lojistik destek sağlamak maksadıyla iaşe tesislerinin Ovaçayı’nın kuzeyinde değil, güneyinde konuşlanması gerekir. Yani arada bir engel olmamalıdır (Ova Çayı’nın eski coşkun halini düşünürsek). Bu durumda iaşe tesislerinin Kazan Köyü’nde değil, Kayı Köyü’nde konuşlanması daha uygun olacaktır. Ayrıca Kazan Köyü çevresinde bu güne kadar yapılan inşaat ve farklı amaçlarla yapılan kazılarda hiçbir savaş teçhizatı ve malzemesine rastlanmamıştır. Eğer Kazan köyü çevresinde iaşe tesisleri kurulmuş olsaydı, buna dair kalıntı ve buluntulara rastlamak gerekirdi.
Kazan adının verilmesine ikinci ihtimalde Divan-ı Lügat’ül Türk’ de “sel sularının yardığı yer” anlamına gelen “Kazgan” kelimesinden türemiş olma ihtimalidir. Nitekim Kazan Köyü Kurtboğazı Deresi ve Koca Dere’nin birleştiği Ovaçayı’nın hemen kenarında olup sel sularından etkilenen bir köydür.[4]
Abdülkerim Erdoğan, “Yıldırım’ın ordularının kazanlarının kurulduğu yer” ve “Kazan Türkleri” görüşlerini reddeder, “kazgan” kelimesi üzerinde durarak konuya açıklık getirir.
“Osmanlı belgelerinde Kazan, “Karye-i Kazan”, “Karye-i Kazgan” (Kazan, Kazgan köyü) olarak zikredilir.”[5]
Kazan ismi ile ilgili üçüncü görüş ise Kazan Türkleri ile ilgili ilişkilendirilmesidir.
“Kazan Türkleri, Anadolu’ya Rus baskısı sonucu 1850 yılından itibaren gelir, genellikle Polatlı, Gölbaşı, Haymana, Bala ve Koçhisar ilçelerine iskân edilir. Bu sebeple de Kazan Köyü’nün adının Kazan Tatarları ile bir ilişkisi yoktur.[6]
Kısacası Kazan ismi, Türkçe bir kelime olup, Kaşgarlı Mahmud’un “Divanü Lügati’t-Türk” isimli eserindeki “kazgan” kelimesinden geldiği kanaati daha uygun düşmektedir.”[7] Ayrıca 1835 yılı nüfus sayımlarında Kazan Köyü’nün ismi “Karye-i Kazgan”[8] olarak geçmektedir.
Yukardaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere “kazan” kelimesinin Yıldırım Bayezid Ordusu’nun kazanları ile ve Kazan Türkleri ile bir alakası olmadığı anlaşılmaktadır. “Sel sularının yardığı yer” manasına gelen “Kazgan” kelimesinden geldiği daha kuvvetli bir ihtimal olarak gözükmektedir. Gerçekten de Kazan Köyü’nün yeri coşkun selleriyle meşhur Kurtboğazı Deresi (Ciğir Çayı) ile Koca Dere’nin birleştiği yerde, Ova Çayı’nın kenarında bulunmaktadır. Burada sel sularından kaynaklı yüksek yarların olması ihtimal dahilindedir.
Günümüzde /g/ sesinin tarihsel süreç içerisinde nasıl ve ne şekilde düştüğü akademik çalışmalarla[9] ortaya konmuştur. Kazgan kelimesi zamanla harf uyumuna uğrayarak düşmüş ve Kazan şekline dönüşmüş olmalıdır.
Kahramankazan’lı tarihçilerimizi, hocalarımızı Kazan’ın tarihi ile ilgili çalışmalar yapmaya ve kitaplar yazmaya davet ediyorum. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sizleri Allah(cc)’a emanet ediyorum.
[1] Yazılarımda 15 Temmuz 2016’dan öncesinden bahsederken Kazan, sonrasından bahsederken Kahramankazan ismini kullanacağım.
[2] Burhanettin Baykurt, Ankara Akıncı Ovası Tarihi ve Kültürü, Ankara 2003
[3]Abdülkerim Erdoğan, Geçmişten Günümüze Kazan, Kazan Belediyesi Yayınları, Ankara, 2009
[4] Burhanettin Baykurt, a.g.e.
[5] Abdülkerim Erdoğan, a.g.e.
[6]Abdülkerim Erdoğan, a.g.e.
[7] Abdülkerim Erdoğan, a.g.e.
[8] Hüseyin Yüce, Kazan 1935-2013 Nüfus Kronolojisi, Kazan Belediyesi yayınları, Ankara 2013
[9] Süleyman Eratalay, (2021). TÜRKÇEDE G > V DEĞİŞİMİ VE /G/ DÜŞMESİ ÜZERİNE . Uluslararası Dil Edebiyat ve Kültür Araştırmaları Dergisi , 4 (1) , 141-152 . DOI: 10.37999/udekad.915345
Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Bir önceki yazıdan hareketle Köprübaşı denilmesinin sebebi iki derenin yardığı yer ihtimalini daha da kuvvetlendirmektedir.
Teşekkür ederiz Hüseyin bey. Konuyu etraflıca ele almışsınız.
Aşağıdaki makalede de konu tartılmış bir bakın isterseniz.
Ergün Veren, “Kazan İlçesinin (Türkiye-Ankara) İsminin Kaynağı”.
Ben Kazan adının. Gazan Han’dan geldiğini düşünüyorum. Selamlar