MUSTAFA KEMAL PAŞA VE MURTAZAABAD(KAHRAMANKAZAN)LI AĞALAR
Ankara Murtazaabad Ovası’ndan Bitikli Cafer Ağa, Saraylı Hamdi Ağa, İncilikli Sefer Bey, Güvençli Kara Mustafa ve İmrendili Ali Efendi (Akgün) gibi isimler Kuva-yı Milliye’ye destek veren ve Mustafa Kemal Paşa’yı karşılamaya gidenler arasından ön plana çıkmışlardı. Bu şahsiyetler aynı zamanda Ankara’da ilk Kuva-yı Milliye teşkilatının öncülerinden idiler.[1]
Mustafa Kemel Paşa’nın Ankara’ya ilk geldiği gün olan 27 Arlık 1919 günü onu karşılayanlar arasında bulunan, Bitikli Cafer Ağa, Saraylı Hamdi Ağa ve İncilikli Sefer Ağa ile ilgili, Kahramankazan yaşlıları arasında anlatıla gelen bir rivayete göre; Mustafa Kemal Paşa, Ankara’ya geldikten sonra ve Sakarya Savaşı’ndan önce, Ankara ve köylerinde ikamet eden, o yörenin ileri gelen ağa ve beylerini toplar ve onlarla bir toplantı yapar. Onlardan yapılacak Milli Mücadele ile ilgili desteklerini ister. Bu toplantıya, Murtazaabad Ovası köylerinden de Bitikli Cafer Ağa, Saraylı Hamdi Ağa ve İncilikli Sefer Ağa katılırlar. Ağalar, yapılacak Milli Mücadele’ye mallarıyla, kanlarıyla ve canlarıyla tüm desteklerini vereceklerini söylerler. Mustafa Kemal Paşa bu durumdan çok memnun olur. Gerçekten de öyle olur. Murtazaaabad ovası köyleri Milli Mücadele’yi mallarıyla, canlarıyla ve kanlarıyla desteklerler.
Zafer kazanılır, Ankara başkent olur, Cumhuriyet ilan edilir, inkılaplar yapılmaya başlanır. Mustafa Kemal Paşa, ağaları ve beyleri yoklamak için zaferden önce topladığı ileri gelen ağaları ve beyleri tekrar toplar. Onlara hem Milli Mücadele’ye verdikleri destekten dolayı teşekkür eder, hem de Ankara’nın ileri gelen insanlarının gücünü ve bağlılıklarını yoklamak ister. Bu toplantıya da Murtazaabad ovası köylerinden yine Bitikli Cafer Ağa, Saraylı Hamdi Ağa ve İncilikli Sefer Ağa katılır. Davette verilen yemekte Atatürk, “Ağalar, beni kaç atlı ile destekleyebilirsiniz?” diye sorar. Saraylı Hamdi Ağa ve İncilikli Sefer Ağa “Paşam bizim hiç bir kuvvetimiz yok” diye cevap verirler. Sıra Bitikli Cafer Ağa’ya gelince “Paşam, 300 atlı seymen silahıyla, kuşamıyla emrinizdedir” der. Atatürk böyle bir gücün Ankara’nın güvenliği için tehlike doğurabileceğini düşünerek “Bu ağayı tutuklayın ve hakkında soruşturma başlatın” der. Cafer Ağa’yı tutuklarlar. Toplantıda Ankara Valisi Nevzat Tandoğan[2] da vardır. Hamdi Ağa ve Sefer Ağa valiyle tanışmaktadırlar. Toplantıdan sonra hemen valinin yanına giderler. “Sayın Valim, Cafer Ağa’nın o kadar gücü yok. Sırf Atatürk’ü şereflendirmek için böyle söyledi” derler. Vali de “Paşa şimdi sinirli, birkaç gün geçsin ben durumu kendisine arz ederim” der. Birkaç gün sonra münasip bir zamanda vali, durumu Atatürk’e arz eder. Atatürk de “Getirin bir konuşalım.” der. Vali, Cafer Ağa’yı Atatürk’ün huzuruna çıkarırken ona “Sizi şereflendirmek için öyle dedim” diye söylemesini tembihler. Huzura çıkarlar. Cafer Ağa, “Paşam, benim o kadar kuvvetim yok. Hatta hiç kuvvetim yok. Ben sizi toplumun huzurunda şereflendirmek için öyle söyledim” der. Atatürk de ikna olur. Cafer Ağa’yı serbest bırakırlar.[3]
Bu olayı Burhanettin Baykurt, Bitik Köyü’nden 1929 doğumlu Ali oğlu Hasan Bitik’in anlatımlarına dayandırarak şöyle anlatır:
“Cumhuriyet kurulduktan sonra Bitikli Cafer Ağa hakkında anlatılan bir rivayet şöyledir: 1933 yılında Atatürk’ün emriyle Cumhuriyet’in 10’uncu yılı kutlamaları yapılacaktır. Bunun için Ankara’nın etrafındaki köylerden nüfuzlu kişilerde davet edilir. Rivayete göre Atatürk’ün esas amacı nüfuzlu ağaların gücünü ve Cumhuriyet’e bağlılığını denemektir. Davette verilen yemekte Atatürk misafirlere “Ben çağırırsam kaç atlı ile bana katılabilirsiniz?” diye sorar. Saraylı Hamdi Ağa ve İncilikli Sefer Bey “Bizim hiç adamımız yok” derler. Cafer Ağa’ya sıra gelince “Paşam 24 saat içinde 500 atlı seymen ile emrinizdeyim” der. Atatürk, nüfuzlu kişilerin ileride tehlikeli olabilir endişesiyle sorgulanmasını ister. Bitikli Cafer Ağa da orada alıkonulur. Bu olay üzerine Cafer Ağa’yı tanıyan ve seven Vali Nevzat Tandoğan ve Kargalı Kara Mustafa devreye girerek Atatürk’le konuşurlar ve “Paşam Cafer Ağa seni yüceltmek için böyle söyledi, onun adamı falan yok” derler. Bunun üzerine Cafer Ağa’yı tekrar çağırıp sorduklarında; Cafer Ağa “Paşam benim kendimden başka kimseye gücüm yetmez, ben sizi şereflendirmek için öyle söyledim” deyip Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bağlılığını bildirir. Bunun üzerine Cafer Ağa serbest bırakılır.”[4]
Bu iki anlatım da birbirini teyit etmektedir. Görüldüğü üzere, Murtazaabad Ovası köyleri Milli Mücadele’yi ve Mustafa Kemal Paşa’yı var güçleriyle desteklemişlerdir.
Selam ve dua ile..
[1] BAYKURT, Burhanettin, Ankara Akıncı Ovası Tarihi ve Kültürü, Ankara 2003
[2] 1929-1946 yılları arası Ankara valisi ve belediye başkanı. Cumhuriyet’ten sonraki toplantı Nevzat Tandoğan’ın valiliği döneminde yapıldığına göre 1929 yılından sonra, muhtemelen Cumhuriye’in 10. yılında yapılmış olmalı.
[3] Saraylı Hamdi Ağa’nın torunu Hamdi Eriş’in arkadaşı, Kazan Ahi Köylü, 1923 doğumlu, Hüseyin oğlu Mahmut Yüksek(Kara Mahmut)’in anlatımları.
[4] BAYKURT, Burhanettin, Ankara Akıncı Ovası Tarihi ve Kültürü, Ankara 2003
Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Araştırmaların için ve bilgilendirmelerin için teşekkür ederim hemşerim. Emeğine sağlık.