MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA ANKARA’DA III.AHİLER YÖNETİMİ
Milli Mücadele Yıllarında Ankara’da III. Ahiler Yönetimi (Eylül 1919-23 Nisan 1920)
Daha önceki yıllarda Ankara iki defa Ahiler tarafından yönetilmiştir. Birincisi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Beylikler Dönemi’nde hüküm süren I. Ahiler Yönetimi(1290-1354), ikincisi de Ankara Savaşı sonrası Fetret Devri’nde hüküm süren II. Ahiler Yönetimi(1402-1413)dir. Ankara’da üçüncü Ahiler Yönetimi ise Milli Mücadele yıllarına denk gelmektedir. Bu yönetimler seçime dayalı cumhuriyet benzeri yönetimlerdi.
1912 yılında çıkartılan bir kanun ile Ahilik müessesesi tamamen kaldırılsa bile İttihat ve Terakki, Ahilik’i ihya etmek için Esnaf Birlikleri kurdu. Her birliğin başına bir kahya görevlendirildi. Bu Esnaf Birlikleri, Ahiliğin diriltilmesine bir etki yapamasalar da Kurtuluş Savaşı sırasında şehir ve kasabalarda direnme teşkilatları kurarak, bağımsızlık için savaştılar.[1]
Ahilik müessesesi kaldırılmış olsa bile, Milli Mücadele döneminde Ankara’da özellikle Kaleiçi, Hamamönü ve Bentderesi’ndeki esnaflar arasında halen yaşatılıyordu. Dolayısıyla Milli Mücadele döneminde Ankara’da, Ahiler halen yaşamakta ve Ahi gelenekleri yaşatılmaktaydı.
Seymen Alayı, bunalım ya da geçiş dönemleri olarak da nitelendirilebilecek “kızılca günler”de kurulan bir Oğuz töresidir. Diğer bir deyişle, milli felaket günlerinde, bir beyliğin ya da devletin yıkılışında; yeni devleti kurmak ve yeni lideri seçmek için Seymen Alayları tertiplenmiştir. Selçuklu Devleti’nin Cend’de kuruluşu, Osmanlı Devleti’nin Söğüt’te kuruluşu bu geleneğe çok benzetilmektedir[2].
Seymen Alayı farklı isimler altında Ankara Ahileri döneminde de varlığını sürdürmüştür. “Yiğit Alayı” ya da “Ahi Alayları,” günümüze kadar yaşayan ve halen devam eden Seymen Alayı’nın tamamen aynısıdır.[3]
Seymen Düzülme ve Seymen Alayı tertibi, Ahilere has törenlerdir. Milli Mücadele dönemi tam da “kızılca gün” tarifine uymaktadır. Bu dönem bir devletin yıkılıp, yeni bir devletin kurulacağı ve yeni liderin seçileceği dönemdir.
Seymenlik geleneğinin köklü tarihinde son büyük Seymen Alayı’nın düzenlenişi ise 27 Aralık 1919’a rastlamaktadır. Anadolu işgal altındayken Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelmesi ve görkemli karşılanışı, tıpkı Oğuz geleneğindeki gibidir. 27 Aralık milli bir galeyan anıdır ve bu özel günde Seymen Alayı kurulmuştur. Halk, Oğuz töresinde olduğu gibi liderini seçmiştir[4].
27 Aralık 1919’da Atatürk’ün Ankara’ya gelişinde kurulan Seymen Alayı, Ahilerin askeri birliklerinin ve Ahi Alayları’nın benzeri ve devamıdır. Ankara Ahileri, Seymenlik geleneğinin Anadolu’da yeniden biçimlenmesinde ve kurumsallaşmasında önemli bir rol oynamıştır.[5]
Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya geldiği 27 Aralık 1919 günü son Seymen (Ahi) Alayı düzülmüş ve Mustafa Kemal Paşa’yı coşkuyla karşılamıştır.
Ayrıca tıpkı Anadolu beyliklerinin dağılma döneminde olduğu gibi (1290-1354), otoritenin zayıfladığı ve düzenin bozulduğu, Milli Mücadele’nin başlangıç döneminde de Ankara halkı, ilin valisini kendisi seçerek, Ankara’nın yönetimini ele almıştır (Eylül 1919-23 Nisan 1920). Bu süre zarfında Ankara’yı, seçilen vali Yahya Galip Bey, Hakan unvanıyla yönetmiştir. Seçilen vali, atanan valinin tüm yetkilerini kullanmıştır. Vali’nin seçilmesini Abdulkerim Erdoğan şu şekilde anlatır:
“Sivasta bulunan Heyeti Temsiliye, 13 Eylül 1919 günü Ankara valisi Muhittin Paşa’nın tutuklanması kararını alır. Ali Rıza Paşa Kabinesi, Ziya Paşa’yı Ankara valisi olarak tayin eder. Yeni vali Eskişehir’e kadar gelir. Bunun üzerine Ankaralılar vali olarak Ziya Paşa’yı istemezler ve yerine Ankaralılar tarafından çok sevilen Ankara defterdarı Yahya Galip Bey, yine Ankara halkının tasvip ve teşvikiyle Hakan lakabı da verilerek Vali Vekilliği görevine getirilir.[6]
Vali vekilinin seçiminde, Ahi yönetiminden ve geleneklerinden kaynaklanan seçime dayanma geleneğinin rolü olduğu görülebilir.
Nitekim tarihçi Yılmaz Öztuna da, Atatürk’ün Ankara’da 570 yıl sonra tekrar cumhuriyet idaresini kurduğunu öne sürmekte ve “Türklerde cumhuriyet idaresi Atatürk’ten önce meçhul olduğu için, Ahi Cumhuriyeti’nin dikkate değer” olduğunu belirtmektedir.[7]
Tüm bunlar bize gösteriyor ki; Milli Mücadele’nin başlangıç döneminde Ankara’da Ahiler vardı ve şehri Ahiler yönetiyordu.
Yahya Galip Bey’in Ankara halkı tarafından vali vekilliğine getirilmesinden, TBMM’nin açılmasına kadar geçen sürede (Eylül 1919-23 Nisan 1920) Ankara, Selçuklu’nun son, Osmanlı’nın ilk dönemlerindeki Ahi yönetimleri gibi “Cumhuriyet” benzeri bir idare ile yönetilmiştir.[8] Bunun en büyük kaynağı, Ankara’nın geçmiş dönemlerde bir cumhuriyet merkezi oluşundan kaynaklanan demokrasi tecrübesi ve kabiliyetidir. Bir başka deyişle Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra Ankara’da Ahiler tarafından kurulan “Ankara Ahi Cumhuriyeti”nin varlığıdır.
Selam ve dua ile…
[1]GENER Cihangir, Ahilik, 2002
[2] ŞAPOLYO, Enver Behnan, Atatürk ve Seğmen Alayı, Ankara Kulübü Yayınları, Ankara 1971
ÖZASLAN, Dr. Metin, Ankara Kulübü Derneği ve Seymenlik Geleneği, Bilge Dergisi 35’inci (kış 2002) sayı
[3] Aynı makale
[4] Aynı makale
[5]ÖZASLAN Metin, Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi ve Ankara’nın Başkent Olma Nedenleri, Bilge Dergisi, Sayı 35, Sayfa 22, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara
[6] ERDOĞAN, Abdulkerim – GÜNEL Gökçe, İstiklal Savaşı’nda Ankara,2007
[7] ÖZTUNA, Yılmaz; Türkiye Tarihi, Cilt: II, İstanbul: Hayat Kitapları, 1964.
[8] ERDOĞAN, Abdulkerim – GÜNEL Gökçe, a.g.e.
Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Sayın yazar tarihimizde ışık tutan aydınlatıcı bilgileriniz için teşekkürler.
Tarihi belgelere dayalı güzel konulara değiniyorsunuz. Yazılarınızdan istifade ediyor ve zevkle takip ediyoruz.
Kıymetli kardeşim, kalemine sağlık. Yine kıymetli Ankara’mizin unutulmaya yüz tutmuş köklü
değerlerinden birini detaylı bir şekilde kaleme alman 27 Aralık’tan önce ayrı bir önem taşımaktadır. Mensubu olmakla gurur duyduğum Seymenlik hakkindaki bu değerli yazınız için çok teşekkür eder, selamlarımı sunarım.
Bu tarihi bilgilendirmeleriniz için teşekkür eder, yazılarınızın devamını beklerim. Emeğine sağlık. Selam ve dua ile.