MÜRTED Mİ? MURTAZAABAD MI? – 1
Murtazaabad Kaza’sı (1530-1837)
Allah’ın (cc) selamı hepinizin üzerine olsun Kahramankazan’lı hemşerilerim. Bu yazımda sizlere Kahramankazan çevresinin önceki ismi olan Murtazaabad’dan bahsedeceğim. Bu ismin çoğu hemşerim tarafından bilinmediğini düşünerek, öncelikle Murtazaabad’dan bahsedip, Mürted’le ilgili açıklamaları sonraya bırakmak istiyorum.
TDK sözlüğüne göre murtaza “kendisinden razı olunmuş”, abad ise “bayındır, mamur edilen yer” manasında kullanılmaktadır. Murtazaabad bu iki kelimenin birleşmesinden meydana gelen birleşik bir kelimedir. Murtaza bir şahıs ismidir. Murtazaabad, “Murtaza’nın mamur edilmiş, bayındır yeri, Murtaza’nın yaşadığı yer” anlamına gelmektedir. Bu yerleşim yerinin ilk yöneticisi veya en önemli yöneticisinin ismi Murtaza olmalı ki, bu yerleşim yerine Murtazaabad ismi verilmiş olsun.
Murtazaabad ismine ilk önce 1530 yılına ait kayıtlarda rastlanmaktadır.1463 yılı Ankara Tahrir Defterinde Ankara Sancağı’na bağlı idari birimler arasında bulunan Murtad Ovası Nahiyesi 1530 yılı Ankara Tahrir Defteri’nde Murtazaabad Kazası adını alır. Murtaza Bey de Ankara sağ kol Sancakbeyi’dir.[1] Murtaza Bey Ankara Sancak Beyi’nin birinci yardımcısıdır. Ve Murtazaabad ve çevresinin yönetiminden sorumludur.
Abdülkerim Erdoğan 1513-1530 yılları arasında, Ankara Tahrir Defterleri ve Akdiye Defterine göre, Murtazaabad’ın bir kaza merkezi olduğundan, o dönemlerde Murtazaabad’ın düzlük ve yamaçlarında Ankara Yörüklerinin yaşadığından, ahalisinin tamamının “yerli” (köyde oturan) olduğundan, konargöçer hayat süren kabile olmadığından, Müslüman nüfusun tamamının Oğuz Türkmen boylarına mensup olduğundan bahseder. Murtazaabad Kazası bu yıllarda Ankara Sancağı’nın köy ve mezra sayısı yönünden ikinci büyük kazasıdır.[2] Yapılan araştırmalarda bu tarihten sonra 1785 yılına kadar Murtazaabad ile ilgili açık bir kaynağa rastlanmamıştır.
Ankara Murtazaabad Kazası Köyleri[3] – 1830
1785-1830 yılları arasında Murtazaabad Ankara Sancağı’nın kazası olmaya devam eder. 1830 tarihli Ankara Nüfus Sayım Defteri’ne göre İstanos’un, (Zir) Murtazaabad Kazası’na bağlı bir köy olarak sayıldığı görülür.[4]
Burhanettin Baykurt Ankara Akıncı Ovası Tarihi ve Kültürü adlı eserinde Murtazaabad’ın bugünkü Kazan ve çevresinden meydana geldiğini, 1837 yılına ait Tevzi Defterlerinde Murtazaabad’ın Ankara Sancağı’na bağlı kaza olarak görüldüğünü belirtir.[5] Bu tarihten sonra Murtazaabad’ın kaza merkezi olarak adı geçmemektedir.
1864 yılında ilan edilen Vilayetin Teşkilatı-ı Esasiyesi Nizamnamesi’nde Murtazaabad kaza merkezi olarak gözükmemektedir.[6]
Cumhuriyetin ilanından önce, 1907 yılında Ankara, bir liva (sancak) ve vilayet merkezidir. Ankara Livası’na bağlı dokuz kaza ve dokuz nahiye bulunmaktadır. Bu kaza ve nahiyeler arasında Murtazaabad bulunmamaktadır. Bu dönemde Zir (İstanos) nahiye merkezidir. Murtazaabad köyleri buraya bağlıdır. Ankara merkez kazasına bağlı olan Zir Nahiyesi (İstanos) bir müddet sonra Ayaş Kazası’na bağlanır.[7] Bu durum 1923 yılına kadar devam eder.
Murtazaabad Kazasının Merkezi
Günümüzde şurası Murtazaabad’ın merkezidir diyebileceğimiz bir yerleşim yeri ya da ören yeri bulunmamaktadır. Kahramankazan’ın köyleri arasında geçmişte kaza merkezi olabilecek iki köy bulunmaktadır: Saray ve Emirgazi. Abdülkerim Erdoğan Murtazaabad’ın bir merkezinin olmadığını ve bir kadı tarafından yönetildiğini belirtir.
Burhanettin Baykurt, Murtazaabad Kazası’nın merkezinin Kahramankazan’ın Emirgazi Köyü olabileceğini dair rivayetlerden bahseder.
“Murtaza-abad kazasının merkezinin eski Ankara-İstanbul yolu üzerinde bulunan ve kervanların uğrayıp konakladığı şimdiki Kahramankazan Emirgazi Köyü’nün olduğuna dair rivayetler vardır. Muslu Paşa bu yerleşim yerinde ayanlık yapmıştır. Günümüzde Muslu Paşa’nın (ayan) geride kalan ailesinden Emirgazi Köyü’nde kimse kalmamıştır. Köyün eski yerleşimindeki Beylik Mezarlarının bu aileye ait olduğu söylenmektedir.
Emirgazi köyünün eski yerleşim yerinde, Dede Pınar’ının hemen kuzeyinde harabesi olan Muslu Paşazade Salih Bey’in yaptırdığı camiyi 1933 yılında Arkeolog Remzi Oğuz Arık ziyaret etmiş ve sağlam olduğunu belirtmiştir. Çatısı oluklu kiremitten ve tek minareli olarak yapılan camiinin minaresi 1934 yılında yıldırım düşmesi sonucu yıkılmıştır. 1935 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Çimşit, Halkavun ve Bitik Köylerine ilkokul yapılması amacıyla camii yıkılarak içindeki kıymetli eşyaları, yazıları ve çinileri sökülerek müzeye götürülmüş, diğer enkazı ise adı geçen köylerde ilkokul yapımında kullanılmıştır.
Yıkılmadan önce bu Cami’ye Cuma Namazı kılmaya gelen civardaki köylerin namazdan sonra harman yerinde cirit oyunu oynadıkları ve on kadar köy odasının faaliyette olduğu yaşlı köylüler tarafından belirtilmiştir. Bu nedenle Emirgazi Köyü’nün, Murtazaabad Ovasında yakın zamana kadar merkezi bir köy olduğunu söylemek yanlış olmaz.”[8]
Bu açıklamalardan caminin Cuma Camisi olduğu ve on tane köy odası olması nedeniyle de büyük bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca cami mimarisinin özel olması, mezarlığının büyük olması da burasının büyük bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Buradan hareketle Emirgazi’nin Murtazaabad Kazası’nın merkezi olabileceğini söylenebilir. Ancak bu konu teyide muhtaçtır.
Yukarda yapılan açıklamalardan, kaza merkezi bilinmese bile, bu günkü Kahramankazan sınırları içerisinde Murtazaabad isimli bir kazanın olduğu anlaşılmaktadır. Ancak günümüze Murtazaabad’la ilgili kalıntı, belge ve emarelerden çok az ulaşmıştır. Bu konunun tarihçiler ve bilim insanlarınca araştırılmaya ihtiyacı vardır. Ayrıca;
-Kahramankazan merkezinde bir mahalleye veya Saray Mahallesi’nin Ankara-İstanbul Karayolu ile otoban arasındaki kısmına veya Lojistik Üssü ve TUSAŞ çevresine “Murtazaabad Mahallesi” isminin,
-Kahramankazan’dan otoban gişelerine giden caddeye de “Murtazaabad Caddesi” isminin verilerek, Murtazaabad isminin ileriki kuşaklara aktarılması sağlanmalıdır.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sizleri Allah ‘a (cc) emanet ediyorum.
[1] Abdülkerim ERDOĞAN, Geçmişten Günümüze Kazan, Kazan Belediyesi Yayınları, Ankara, 2009
[2] Abdülkerim ERDOĞAN, a.g.e.
[3] Burhanettin BAYKURT, Ankara Akıncı Ovası Tarih ve Kültürü, Ankara, 2003
[4] Abdülkerim ERDOĞAN, a.g.e.
[5] Burhanettin BAYKURT, a.g.e.
[6] Abdülkerim ERDOĞAN, a.g.e.
[7] Abdülkerim ERDOĞAN, a.g.e.
[8] Burhanettin BAYKURT, a.g.e.
Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Hemşehrim çok teşekkür ederiz.Gayet güzel ve mufassal bir yazı olmuş. Devamını dileriz.
Bu güzel bilgilendirme için çok teşekkür ederim sevgili komutanım. Yazılarının devamı dileğiyle.
kaza merkezi emirgazi değil halkavundur. Atatürk Kazan’a geldiğinde Halkavun’da ağırlanmıştır. zira emirgazi ve halkavun birbirine yakın aynı hizada köylerdir.