KAHRAMANKAZAN ÖZELİNDE ŞEHİRLERİN KİMLİĞİ
Değerli hemşerilerim, bu güne kadarki dört yazımda Murtazaabad/Kahramankazan tarihi ile ilgili yazılar yazdım. Bundan sonra biraz da kültürel değerlere ilişkin yazılar yazacağım. Murtazaabad/Kahramankazan’ın kültürel kimliğini ortaya koymaya çalışacağım.
Toplumsal yapının bütün elemanları, başlıca iki ana grupta toplanabilir, altyapı ve üstyapı… Ekonomik ilişkiler ve onun etrafında biçimlenen üretim ilişkilerini oluşturan maddi unsurlar grubuna “altyapı” denmektedir. Toplumun, kültürünün, manevi, siyasi, fikri olaylarının ve kurumlarının oluşturduğu ikinci grup unsurlara ise “üstyapı” adı verilmektedir.
Altyapı ve üst yapı Marx’ın ortaya attığı kavramlardır. Marx ekonomiyi alt yapı, onun dışındaki her şeyi de üst yapı olarak görür. Alt yapının, yani ekonominin üst yapıyı etkilediğini söyler. Ona göre toplumsal olaylarda belirleyici olan ekonomidir. Ancak Marx’ın bu tezi kişilerin, milletlerin ve şehirlerin kimliklerinin oluşmasında geçerli değildir.
TDK sözlüğüne göre “millet, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu” demektir. Görüldüğü gibi Milleti meydana getiren temel unsur kültürel değerlerdir. Belirleyici olan unsur kültürdür.
Millî kimliği meydana getiren de, bir milletin kendine özgü düşünüş ve yaşayış biçimi, gelenekleri, toplumsal değer yargıları ve kuralları ile dil ve tarihidir. Tüm bunlar kültürün unsurlarıdır. Kültürde üst yapının ana unsurudur. Hem milletlerin oluşmasında hem de Milli kimliğin oluşmasında, kültürün belirleyici unsur olduğu görülmektedir.
Şehirlerde böyledir… Şehirlerin kimliğini de belirleyen alt yapı değil üst yapıdır. Bir şehrin kimliği; o şehrin tüm fiziki ve beşeri özelliklerini yansıtır, insan ve çevre ilişkileri arasındaki ilişkilerden etkilenir, insan davranışları ve yapısal biçimlerin sonucu ortaya çıkar. Bir şehrin kimliğini oluşturan onun kültür varlığıdır.
Bir şehirde bulunan caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, binalar, elektrik, su, doğalgaz, kanalizasyon hattı gibi oluşumlar o şehrin alt yapısını oluşturur. Bu oluşumların tamamı hemen hemen tüm şehirlerde vardır ve birbirlerine benzer. Bu unsurlar şehrin kimliğinin oluşmasında fazla etkili olamazlar. Tüm bunlar şehrin vücudunu oluşturur, şehirleri farklı kılmaz. Onu farklı kılmak için ona bir ruh giydirmek gerekir. Şehirlerin ruhu onun kültürel değerleridir. Ruh olmadan beden yaşayamaz, o sadece cesettir. Ruh sağlığı bozuk olan bedende sağlıksızdır. Bu nedenle şehirlerin sağlıklı gelişmesi ve bir kimliğinin oluşması için onun ruh sağlığına, yani kültürüne önem ve değer vermek gerekir. Kültürel yatırımları artırmak gerekir.
Peki nedir şehrin kültürel yapısı ve değerleri?
O şehrin yeme ve içme kültürü, kıyafet tarzı, oyunları, nişanları ve düğünleri, kitapları, hikayeleri, masalları, eğlenceleri, türküleri, tarihi şahsiyetleri, tarihi eserleri… Bunları artırabiliriz.
Şehirlerin kültürel kimlikleri alt yapının aksine farklılıklar gösterir, şehirden şehre değişir. Bu nedenle şehrin kültürel değerlerini öne çıkarmak ve korumak gerekir. Özellikle yerel yönetimlerin bu yönde yatırımlar yapması ve projeler geliştirmesi gerekir. Alt yapıya yapılan yatırımların, yatırımın cinsine göre yaklaşık on/elli yıllık bir ömrü vardır. Oysa kültürel yatırımlar şehir var olduğu sürece devam edecektir ve o şehrin ve o şehirde yaşayan insanların kimliklerinin oluşmasına katkıda bulunacaktır.
Murtazaabad/Kahramankazan’ın kültürel kimliği nedir? Kahramankazan deyince akla ne gelmektedir?
Eti, balı, kavunu, kavurması ve sinsinli düğünleri… Bir altıncısı var mı, yok. Kahramankazan Belediyesince, “Kazan Kavunu” için 24 Mayıs 2021 tarihinde, “Kazan Kavurması” için de 20 Eylül 2022 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan “Coğrafi İşaret Tescil Belgesi” alınmıştır. Ancak bu yeterli değildir. Bunların sayısını artırmak gerekir.
-Öncelikle yöremize ait “Höşmerim” ve “Katı Haside(Kateste)” tatlıları bunlara ilave edilmeli, bunlara da Coğrafi İşaret Tescil Belgesi alınmalı,
-Bu iki tatlı başlangıçta Kahramankazan’da ki bir lokanta veya kafede özel “kapaklı sahan”larla servis edilmeli, Kahramankazan’a gelen misafirlere tanıtılmalı,
-Kazan Kavurması için de benzer bir servis şekli geliştirilerek sunumu güzelleştirilmelidir.
-Bu arada Kahramankazan Belediyesi’nce “Kahramankazan Mutfağı Yöresel Lezzetler” isimli bir kitap yayınlanmıştır. Bu kültür hizmetinden dolayı Kahramankazan Belediyesi’ne teşekkür ederim. Kültür içerikli benzer kitapların devamının gelmesini diliyorum.
-Kahramankazan’ın eti ve kavunu da yerli olmaktan çıkmış, başka yörelerden getirilen et ve kavun Kahramankazan’da pazarlanmaktadır. Eskiden olduğu gibi etin ve kavunun yerelde yetiştirilmesi için tedbirler alınmalı ve bu ürünler teşvik edilmelidir.
-Sinsinli düğünler ya tamamen unutulmuş ya da gelişigüzel, yasak savma babından yapılmaktadır. Bu düğünler ve bu kültür yeniden canlandırılarak Kahramankazan’lı geçlere aktarılmalıdır.
Satıkadın dışında tarihi bir şahsiyet toplum tarafından tanınıyor mu?
-Bu soruya olumlu cevap vermemiz mümkün değildir. Öncelikle Turasan (Durasan) Bey ve Güvençli İbrahim Çavuş’un toplum tarafından daha yakından tanınması için seminerler düzenlenmeli ve kitaplar yazılmalıdır. Diğer şahsiyetler için de benzer çalışmalar yapılmalıdır.
-Başta Turasan Bey türbesi, Saray Köyü camisi olmak üzere Kahramankazan sınırları içerisinde bulunan tarihi eserlere kültürel geziler düzenlenmeli, bu eserleri yaptıran şahsiyetler tanıtılmalı, bu gezi güzergahına Murtazaabad’ın merkezi olan Emirgazi Köyü mutlaka dahil edilmeli, bu geziler mutlaka Kahramankazan lezzetlerinin sunulduğu bir lokanta da son bulmalıdır.
Kahramankazan’a kültürel bir kimlik kazandırabilmek için yukarda sayılanlara ilave olarak;
-Altmış bine yaklaşan nüfusu ile büyük bir metropol ilçe olan Kahramankazan’a ailece gidilebilecek bir çay bahçesi, yemek salonu ve misafirhaneyi kapsayan bir Sosyal Tesis kazandırılmalı, Bu tesiste mahalli yemekler yapılarak Kazan Mutfağı yaşatılmalıdır.
-Murtazaabad/Kazan’a has Ferfene eğlenceleri canlandırılmalı,
-Belediyece Ankara-İstanbul yolu kenarına(her iki istikamette de Kahramankazan çıkışına) dükkanlar yapılmalı, sadece yerel ürünler satmak üzere taliplilere ucuza kiraya verilmelidir.
-Ova Çayı üzerine Atatürk döneminde yapılan köprünün(Ovaçayı Köprüsü) kuzey ayağına, Millet Bahçesi kenarına mütevazi bir anıt yapılarak, anıt üzerine Ankara-İstanbul yolu, Ovaçayı Köprüsü ile Kazan Köyü’nün kısa hikayesi yazılmalıdır. Ayrıca, aynı anıt üzerine Satı Kadın’ın Atatürk’ü karşılaması resmedilerek, Atatürk ile Satı Kadın arasında geçen diyalog da bu anıta yazılmalı ve gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.
-Mustafa Kemal Paşa’yı Ankara’ya ilk geldiği gün (27 Aralık 1919) Ankara Garı’nda karşılayan Seymen Alayı Sancaktarı Güvençli İbrahim Çavuş ile ilgili, kendi adını taşıyan mahalle kültür evi önüne mütevazi bir anıt yapılmalı, bu anıta İbrahim Çavuş’un kısa hikayesi yazılmalı, aynı anıt üzerine Güveçli İbrahim Çavuş’un Mustafa Kemal Paşa’yı karşılaması resmedilerek, Mustafa Kemal Paşa ile Güvençli İbrahim Çavuş arasında geçen diyalog da bu anıta yazılmalı ve gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.
-Kahramankazan’da ki sosyal faaliyetlerin gelişmesine katkı sağlayacağı düşünülen Kurtboğazı Barajı ve çevresi Kahramankazan sınırları içine alınmalı, buraya göl manzaralı lokanta ve çay bahçeleri yapılarak Kahramnkazan’a ait lezzetler burada sunulmalı,
-En kısa zamanda, Kahramankazan Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kurularak, kültürel çalışmalar bu dernek vasıtası ile yürütülmeli ve Kahramankazan’a kültürel bir kimlik kazandırılmalıdır.
Sonuç olarak; hayatın normal akışının devam etmesi için alt yapı yatırımlarının mutlaka yapılması gerekir. Ancak Kahramankazan’a bir kimlik kazandırabilmek için kültür yatırımlarının ve projelerinin mutlaka yapılması ve artırılması gerekir.
Kahramankazan’ın kültürel kimliğine katkı sağlamak maksadıyla, önümüzdeki yazılarımdan itibaren Murtazaabad/Kahramankazan’a has Milli ve yerli bir düğün olan ve unutulmaya yüz tutmuş “Sinsinli Düğün”, kız isteme, nişan ve kına gecesi gibi geleneklerimizden bahsedeceğim.
Selam ve dua ile…
Sevgili komutanım bu güzel, anlamlı ve ders çıkarılacak makale nizle benim de K.Kazan hakkında ki düşüncelerimi yazınızda paylaşarak duygularıma tercüman olmuşsunuz. Yazınıza ilave olarak isimleri değiştirilen köylerimizin tabelalarına yeni isimleri yanında eski isimlerinin de yazılarak unutulmasinin önlenmesi iyi olur kanaatindeyim. İnşallah K.Kazan yetkilileri de değinmiş oldugunuz konularda adım atarak K.Kazan imizin daha fazla tanıtılmasına katkı sağlarlar. Sayın komutanım teşekkürlerimi iletir saygılarımı iletirim.
Ankaralı olmak ve hatta Kahramankazanlı olmaktan her zaman gurur ve mutluluk duyan canım babam eline emeğine sağlık. Güzel ve anlamlı yazılarını merakla bekliyorum.
Değerli Kardeşim Hüseyin Yüksek, yazılarınızı merakla ve severek okuyoruz.Kazan’ımızın geçmişi ile ilgili merak ettiğimiz konuları sayenizde öğreniyoruz. Duygularımıza tercüman olmuşsunuz. Bu hatırlatmalarınız için çok teşekkür ederim. Benim de arzum şudur; Kazan’ımıza yeni bir kimlik kazandıralım. Herkes nasıl akın akın ve günübirlik olarak Beypazarı’na gidiyorsa, Kazan’a da gelmeli….Bizde Kazan’ımızı bir Beypazarı yapmalıyız. Kazan’a hizmet için biz de gönüllüyüz…