AİLENİN BİRLİĞİ
Ailenin Korunması, Sağlıklı Nesiller ve Kadına Sosyal Güvence
İnancımıza göre “Cennet anaların ayakları altındadır.’’ Analarımızın ayaklarının altının öpülmesi gerektiğine inanırız ve gerçekten de öperiz. Biz analarımıza, dolayısıyla kadınlarımıza bu kadar değer veren bir milletiz.
Sağlıklı nesillerin yetiştirilebilmesi için meşru evliliğe(nikaha), yani aileye ihtiyaç vardır. Aile toplumun temelidir, toplumun mihenk taşıdır. Sağlıklı aile olmadan, sağlıklı toplum, sağlıklı millet ve sağlıklı devlet de olamaz. Aileyi yıkarsanız toplumu da devleti de yıkarsınız, milleti bozarsınız.
Toplumun gelişmesi için, teknolojiyi takip edebilmek için ve çağı yakalayabilmek için eğitim son derece önemli ve gereklidir. Bilim adamları çocukların yedi yaşına kadar alacaklarının çoğunu aldıklarını söylüyor… Dolayısıyla eğitim ailede başlıyor ve çoğu da ailede verilmesi gerekiyor.
Anneler gelmiş geçmiş en iyi eğitimcilerdir. Fıtratları gereği çocuklarla en iyi onlar iletişim kurarlar. Allah(c.c.) onları öyle yaratmıştır. Annesiyle uzun uzun beraber olan çocuklar psikolojik olarak daha sağlıklı ve daha başarılı oluyorlar. Bunu bilim adamları söylüyor… Bu nedenle çocukların uzun süre anneleri ile beraber olmaları, anne sütü ile en az iki yıl beslenmeleri gerekiyor. Bunu “Kuran-ı Kerim” de emrediyor. Bütün bunları yapabilmek için annelerin evde çocuklarıyla beraber kalmalarına ve çok iyi eğitim almalarına ihtiyaç var. Ancak günümüzde kadınların çoğu, çeşitli nedenlerle dışarda çalışmaya mecbur edildiğinden, çocuklarıyla ilgilenecek yeterli zamanı bulamaktadırlar.
Diğer taraftan anneler halen, çeşitli sebeplerle yeteri kadar eğitim alamıyorlar ve çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenemiyorlar. Çocuklar çoğunlukla iyi eğitim almamış bakıcıların ve annenin yerini asla tutmayan kreşlerin eline kalıyor. Bu nedenle sağlıklı nesiller yetiştiremiyoruz. Sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için iyi eğitim almış ve çocuklarıyla ilgilenebilecek zamanı olan annelere ihtiyacımız bulunmaktadır.
Öte yandan günümüzde kadının yeteri kadar sosyal güvencesinin olmadığı da bir gerçektir. Halen babasının veya eşinin sosyal güvencesine bağımlı olarak hayatını sürdürebilmektedir. Çok önemli sebeplerden dolayı zorunlu olarak boşandığında da bir başına ortada kalmaktadır. Bu manada her yıl ülkemizde binlerce çift boşanmakta ve binlerce aile dramı yaşanmaktadır. Sosyal güvencesi olmayan kadın aile içi şiddete de dayanmak zorunda kalmaktadır.
Bu vesileyle aile içi şiddetten de bahsetmek gerekirse… Günümüzde aile içi şiddet sosyal bir gerçekliktir. Ancak bunun çaresi sadece ceza olmamalıdır. Sadece ceza yeterli olsaydı, bu gün cezaevlerimiz bomboş olurdu… Sadece ceza uygulanırsa toplumun temeli olan aile parçalanır. Oysa toplumun sağlığı için bizim esas amacımız; bireyin refahı yanında, ailenin devamını sağlamakta olmalıdır. Bu nedenle anayasal eşitliğe aykırı olarak, erkeklere verilen aşırı cezaları düzenleyen yasalar gözden geçirilerek, gerekli iyileştirici düzenlemeler yapılmalıdır.[1]
Aile içi şiddeti azaltmak için cezanın yanında eğitimde düşünülmelidir. Ortaokul ve lise eğitimi süresince kızlara annelik ve hanımlık, erkeklere de babalık ve beylik dersleri verilmeli. Bu derslerde bir ailenin nasıl idare edileceği, karı koca ilişkilerinin nasıl olacağı, çocukların nasıl eğitileceği anlatılmalıdır. Ayrıca nikahtan önce bir haftalık, 15 günlük[2] kurslar açılarak bu dersler tekrarlanmalı, kurslara katılanlara sertifika verilmeli, sertifikası olmayan adayların nikahları kıyılmamalıdır. Bu kurslarda ve okullardaki derslerde evli, anne-baba olmuş, boşanmamış ve aile konusunda özel eğitim almış insanlar öğretmen olarak görevlendirilmelidir. Ayrıca kurslarda; aile terapistleri, psikologlar, din görevlileri, hukuk adamları da öğretmen olarak görevlendirilebilir…
Bu kapsamda eğitimli, çocuklarıyla birlikte yaşayan ve sosyal güvencesi olan kadınların bulunduğu ailelerde aile içi şiddet daha az olacaktır.
Aileyi korumak, sağlıklı nesiller yetiştirebilmek ve kadınlara sosyal güvence sağlayabilmek için;
1.Özellikle kız çocuklarına nitelik ve nicelik olarak verilebilecek eğitimin en iyisi verilmeli, mesleki eğitim teşvik edilmeli, eğitim almanın önündeki engeller kaldırılmalı, onların öğretmenlerin en iyisi oldukları unutulmamalı,
- Çalışmak isteyen kadınların önü tıkanmamalı, isteyen kadın fiziki gücüne, ahlaka ve onuruna uygun istediği işte çalışabilmeli,
- Çocuk, yetişkin, evli, dul olmasına bakılmaksızın, her kadın doğumundan ölümüne kadar devletin genel sağlık güvencesi altına alınmalı,
- “Ev hanımlığı bir iş kolu” olarak kabul edilmeli, on sekiz yaşını doldurmuş evli kadınlara başlangıç olarak asgari ücret seviyesinde maaş verilmeli, bu maaş aldığı eğitime ve çocuk sayısına göre kademelendirilmeli, ülke ekonomisindeki gelişmelere ve milli gelirdeki artışa göre bu maaş artırılmalı,[3]
Bu vesile ile hem evlilik teşvik edilmiş olacak, hem kadın istihdamı artırılmış olacak, hem de erkeklere kamuda ve özel sektörde istihdam yaratılmış olacaktır. Öte yandan sırf bir sosyal güvence ve aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla çalışmak zorunda kalan kadınlar, işe gidip gelme derdinden kurtulacaklar, aile ve çocuklarıyla daha fazla ilgilenebileceklerdir.
- Yirmi beş sene evli kalmış ev kadınlarına emekli olma hakkı tanınmalı,
- Nesli sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmek maksadıyla, üç-dört çocuk yapmayı teşvik edecek ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalı,
- Boşanma ve kadını tek başına yaşamaya teşvik eden yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli, bu tür yasalar değiştirilmeli, boşanmayı azaltmak için gerekli tedbirler alınmalı,[4]
- Boşanmış kadınlara ödenen ev hanımlığı maaşı kesilmeli,[5]
- Dinimizin emrettiği mihir konusu mevzuata dahil edilerek, kadınların sosyal yönden güvenceleri artırılmalıdır.[6] Yukardaki tedbirleri alarak aileyi korumuş ve kadına sosyal güvence sağlamış oluruz. Ancak bu sayede sağlıklı nesiller yetiştirebilir ve ailenin birliğini sağlayabiliriz.[7]
Selam ve dua ile…[8]
[1] Bu konu ayrı bir makalenin konusudur.
[2] Süre ihtiyaca ve imkanlara göre artırılabilir.
[3] Ülkemizin ekonomisi ve milli gelirimiz bu maaşı verecek seviyeye ulaşmıştır. Ayrıca bu manada ülkemizde çok miktarda kaynak bulunmaktadır. Devletimiz bunun için bir çok kaynak yaratabilir. Bu ayrı bir makalenin konusudur.
[4] Hüseyin Yüksek, Çağımızın Sosyal Vebası: Boşanma, Kazan Postası, 25 Nisan 2024
[5] Maaş ödenmeye devam edilirse boşanma ve ailelerin parçalanması teşvik edilmiş olur. Boşanan kadınlar boşandıkları eşlerinden günümüzde olduğu gibi belirli bir süre(örneğin evli kaldığı süre kadar) nafaka alabilirler.
[6] Mihir, resmi nikah esnasında Nikah Defteri ve Evlenme Cüzdanına yazılarak dava konusu edilmeden tahsil edilebilmeli, ödenmemesi durumunda dava konusu yapılabilmeli, bu sayede boşanan kadının mahkeme ile uğraşması önlenmelidir.
[7] Fotoğraf, https://www.ailegazetesi.net/ailece/en-cok-aile-mutlu-ediyor/’ dan alınmıştır.
[8] Bir dahaki yazımızda AHİLER VE AHİLİK üzerinde durulacaktır.
Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Tebrik ediyorum Hüseyin abi
Herkes için öğretici olmüş
Saygı değer yazar, ne güzel konular seçiyorsunuz. Adeta günümüzün yaralarına merhem niteliğindeki yazılarınıza canı gönülden katılıyorum ve her bir yazınızı zevkle takip ediyor ve defalarca okuyorum. Hani üstadın şiiri varya;
“Tohum saç bitmezse toprak utansın.
Hedefe varmayan mızrak utansın.
Hey gidi küheylan koşmana bak sen,
Çatlarsan doğuran kısrak utansın.”
Sen de milli ve manevi değerlerimizin tohumunu saçmana devam et.
Mutlaka bu emekler toplumda karşılık bulacaktır inşaAllah.
Bir sonraki yazını sabırsızlıkla bekliyorum.
Saygılar.
Ne kadar nezih ifade etmişsin;
“Sağlıklı nesillerin yetiştirilebilmesi için meşru evliliğe(nikaha), yani aileye ihtiyaç vardır. Aile toplumun temelidir, toplumun mihenk taşıdır. Sağlıklı aile olmadan, sağlıklı toplum, sağlıklı millet ve sağlıklı devlet de olamaz. Aileyi yıkarsanız toplumu da devleti de yıkarsınız, milleti bozarsınız.” Teşekkürler….
Boşanmaların tavan yaptığı günümüzde, bu illete ilaç olabilecek çok isabetli ve yerinde bir yazı olmuş. Tebrik ederim.
Elinize, kaleminize sağlık Komutanım. Aydınlatıcı ve yol gösterici bir yazı olmuş.
İtirazsız gerçekci tesbitler ve çözümler.👍
Degerli kardesim, yine cok onemli ve toplumumuzda kanayan yara haline gelmiş bir konuyu ele almışsınız . Degerli fikirlerinize tüm kalbimle katılıyorum ve ulusal basında da yer alarak daha çok okuyucuya ulaşmasını temenni ediyorum. Kalemine sağlık, harika bir yazı. Devamını dilerim.
Muhterem kardeşim yazının tamamına imzamı atarım. Günümüzün kanayan yaralarından en önemli konuya parmak basmışsiniz. Gerçekten de bir medeniyeti yok etmek için Aileyi yikacaksin, eğitimi yikacaksin, örnek alınan kişileri değersizlestireceksin. Aileyi yıkmak için anneye yeni bir rol biceceksin bu rol Ev hanimligindan utanacak duruma getirmektir. Ne yazikki günümüzde de tam bu uygulanmakta ve ev hanımları kariyer peşinde koşmaktan ev hanimligini unutmuş durumdadır. Yazık çok yazık bir durum . Selam ve dua ile.
Muhterem hemşerim bende bir anne ve ev hanımı olarak yazdıklarınıza canı gonulden katılıyorum. İnşallah aile hayatının duzeldigi günleri de görürüz.
Allah’a emanet olun
Bu can alıcı tesbitleri birde karar mercii olan siyasetçi ve idarecilere okutabilsek!.. Yazın için tebrik ediyorum. Allah razı olsun..